İSO İkinci 500 Araştırması: Zarar Eden Kuruluşlarda Rekor Artış! İşte Detaylar
2024 yılı, İSO İkinci 500 araştırmasına göre sanayi kârlılığında önemli düşüşlere sahne oldu. Satış kârlılığı yüzde 2,1'e gerilerken, vergi öncesi kâr oranı yüzde 63,8 azaldı. 2023'te 72 olan vergi öncesi zarar eden firma sayısı, 2024'te 159'a çıkarak 1997'den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Artan mali borçlar ve devreden KDV yükü, sanayicilerin finansal durumunu daha da zorlaştırdı.

İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türkiye'nin sanayi yapısını inceleyen “2024 İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasının sonuçlarını kamuoyuna duyurdu. Bu rapor, İSO 500 listesine göre daha küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarını ele alarak, 2024 yılı boyunca sanayi sektörünün karşılaştığı ekonomik zorluklara rağmen üretim, ihracat ve Ar-Ge alanındaki çabalarını gözler önüne serdi.
ÜRETİM GERİLEDİ, AMA SAYISAL ARTIŞ GÖRÜLDÜ
2024 yılında İSO İkinci 500 şirketlerinin üretimden elde edilen satışları nominal olarak yüzde 41 artarak 1 trilyon 393 milyar lira seviyesine ulaştı. Ancak bu artış, yüzde 41,1 oranındaki Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile düzeltildiğinde, reel olarak binde 1’lik küçük bir gerilemeye işaret etti. Böylece reel bazda düşüş, üçüncü yıla taşınmış oldu. Ekonomik sıkılaşmanın etkisiyle iç talepte bir daralma yaşanırken, dış pazarlarda da talep zayıflığı ve döviz kuru baskısı sanayicileri olumsuz etkiledi.
KÂR ORANLARINDAKİ CİDDİ DÜŞÜŞ
Satış kârlılığı, yüzde 8,2'den yüzde 2,1'e düşerken, vergi öncesi toplam kâr, yüzde 63,8'lik bir düşüşle 34 milyar TL seviyesine geriledi. Faaliyet kârı ise yüzde 18,9 azalarak 118 milyar TL oldu. Enflasyon muhasebesi nedeniyle kaydedilen 20,6 milyar TL’lik zarar, bu olumsuz durumun önemli faktörlerinden biri olarak belirlendi. Sanayicinin elde ettiği kârın yaklaşık dörtte üçünün finansman giderlerine gittiği tespit edildi.
İSO İkinci 500 şirketlerinin ihracatı, yüzde 6,2 artışla 15,9 milyar dolara yükseldi. Bu oran, İSO 500 şirketlerinin ihracat rakamlarının üzerinde gerçekleşti. Tekstil ve giyim sektörlerinin sağladığı güçlü destek, ikinci 500 şirketlerinin dış ticaretteki önemini artırdı. 2024 yılında İSO İkinci 500’ün Türkiye sanayi ihracatındaki payı yüzde 6,3’e ulaştı.
2024’te İSO İkinci 500 şirketlerinin istihdamı, yüzde 2,2 artarak 291 bin rakamını geçerken, ödenen maaşlardaki artışın yüzde 90,9 ile enflasyonun üzerinde olduğu görüldü. Bu durum, çalışanlar üzerindeki maaş baskısının azaldığını, ancak işletmelerin maliyet yüklerinin arttığını göstermekte.
AR-GE VE TEKNOLOJİ YATIRIMLARI ARTTI
AR-GE faaliyetlerinde bulunan şirket sayısı 238’e çıkarak rekor seviyeye ulaştı. Yapılan harcamalar, yüzde 120 artış göstererek 8,6 milyar TL’ye yükseldi. Üretimden satışlara oranla en yüksek seviyeye yükselen AR-GE harcamaları, İSO İkinci 500'ün teknolojik yeniliklere yöneldiğini gösteriyor. Orta-yüksek teknoloji yoğunluğuna sahip sektörler, toplam içinde yüzde 30’un üzerinde bir paya sahip oldu.
BORÇLULUKTA KREDİYE YÖNELİM GÖRÜLDÜ
Sanayicilerin finansman ihtiyaçları, kredi başvurularını zorunlu hale getirdi. Mali borçlar yüzde 45,1 oranında artarken, kısa vadeli mali borçların oranıysa yüzde 57,4’e geriledi. Ancak, borç/öz kaynak oranında görülen iyileşme dikkat çekti. 2024’te öz kaynakların toplam aktifler içindeki payı yüzde 55,2'ye yükseldi.
2024 yılı sıralamasında lider konumda bulunan İstanbul Asfalt Fabrikaları, ardından Yılmaz Redüktör ve Boyteks Tekstil geldi. İlk ona giren şirketlerin üretimden satış rakamları 1,8 milyar TL ile 4,2 milyar TL arasında değişti.
KDV ALACAKLARI KRONİK BİR PROBLEM OLDU
Devreden KDV tutarı, yüzde 24 artışla 17,4 milyar TL’ye ulaştı. Bu durum, sanayicilerin likidite problemlerini derinleştirirken, İSO yönetimi bu durumun sürdürülemez bir hal aldığını ifade etti.
İSO’ya bağlı 135 firma hâlâ ilk sıradaki yerini korusa da, Anadolu sanayisinin önemi her yıl artma göstermekte. Gaziantep, Bursa, Ankara ve Kocaeli gibi şehirler, İSO İkinci 500 içerisinde daha fazla temsil edilmeye başladı.
“SANAYİ SEKTÖRÜ ZORLUKLARA RAĞMEN HİÇBİR ŞEYİ İHMAL ETMEDİ”
İSO yönetimi, “Satışlardaki azalma, finansman maliyetlerindeki artış ve döviz kuru baskısına rağmen sanayi üretiminin ve istihdamın devam etmesi, Türkiye ekonomisinin sağlığını gösteriyor” ifadesinde bulundu. Ayrıca, Ar-Ge alanındaki artış ve teknolojik yoğunluktaki değişim, sektörün geleceğine yönelik umut taşımaktadır.