Uzman İsimden Yatırımcılara Kritik Uyarı! Altın, Faiz ve Gümüş İçin Tarih Belirlendi
Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş, yurt dışı piyasalar üzerine yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Trump'ın aralık ve ocak aylarındaki sözlerinin piyasaları nasıl etkilediğine dikkat çekti. Güncel altın fiyatları ve gümüşün geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Ahlatcı Portföy Yönetimi Genel Müdürü Tonguç Erbaş, dünya genelinde yaşanan tarife belirsizlikleri ve jeopolitik gerilimler üzerinde durarak, "Yılın sonuna doğru geçen altı aya kıyasla daha iyi bir konumda olacağımızı öngörüyorum. İkinci yarıda riskli varlıklara yönelik artan bir ilgi gözlemleyebiliriz." şeklinde ifade etti.
Trump'ın tarifeler aracılığıyla ABD'nin bütçe açığını düşürmeye çalıştığını belirten Erbaş, "Dünya genelinde en büyük altın rezervine sahip olan ülke ABD olduğu için ons altın fiyatlarının yüksek kalması, borçluluk açısından önemli bir rezerv göstergesi niteliğinde. Sonuç olarak, geldiğimiz noktada çok hızlı adımlar atıldı. Coğrafi bölgelerle ilgili taleplerini dile getirdi, tarifeler konusunda girişimlerde bulundu. Tüm bu hamlelerin ardından, yüksek tansiyonla hareket ederken aniden geri çekilme yaşandı. İsrail-İran çatışmasında da benzer bir strateji izlediğini gözlemliyoruz." ifadelerini kullandı.

Erbaş, ABD yönetiminin son dönemlerde uyguladığı politikaların küresel piyasalarda doların değer kaybı üzerine kurulu olduğunu vurgulayarak, Trump'ın attığı adımların doların zayıflamasına yol açtığını, bu durumun ise ABD ekonomisine yarıyormuş gibi gözüktüğünü dile getirdi.
Doların değer kaybına uğradığını kaydeden Erbaş, "Son 50 yıl içerisinde dolarda en hızlı değer kaybını yılın ilk yarısında yaşadık. Tarifeler konusunda muhtemelen bir orta yol bulma hedefinde anlaşmalar yapılacaktır; ayrıca jeopolitik risklerin hafifletilmesi adına orta vadeli bir planlarının olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Trump'ın, Federal Rezerv (Fed) başkanından faiz indirmesini istediğini fakat başkanlık pozisyonunda bir değişim için hamle yapmayacağına dair öngörülerde bulunan Erbaş, şunları ekledi:

"Fed, eylül ayındaki toplantısında faiz indirimine gitmesini bekliyorum. Bu yıl toplamda iki defa faiz indirimi olacağına inanıyorum. Fed'in tarifelerin etkilerini gözlemlemesi gerekiyor. Dolayısıyla, Trump’ın daha ılımlı bir stratejiyle ilerleme beklentisi ışığında Fed, enflasyondaki tarife etkisinin sınırlandırılacağı düşüncesiyle ekonomiyi canlandırmak adına faiz indirimlerine tekrar yönelme kararı alabilir. Beklenmedik bir gelişme yaşanırsa, bir toplantı faiz indirimini erteleyebilir."
Erbaş, yıl başlarken Trump'ın gündeminde politika belirsizliği, ulusal borç oranları ve jeopolitik risklerin ağır bastığını ifade ederek, piyasa tarafından bu belirsizliklerin fiyatlandığını, borç sorunlarının ise genel olarak ülkelerin faiz oranları ve ne kadar süre sürdürülebileceği ile ilgili olduğunu belirtti.
Tahvil piyasasına yönelik açıklamalarda bulunan Erbaş, uzun bir zamandır çeşitli sebeplerden dolayı güvenli liman özelliği ya da ABD ekonomisine dair endişelerle yukarı ve aşağı hareketler gözlemlendiğini ifade etti ve ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yıl sonunda yüzde 4'ün altında, yüzde 3,85 seviyelerine inebileceğini öne sürdü.

GÜMÜŞ İÇİN TALEP BELİRTTİ
Erbaş, portföy yönetim şirketlerinin önümüzdeki beş yıl içinde daha fazla önem kazanacağına dair beklentilerini dile getirerek, geçen yıldan bu yıla geçen süreçte anlık değişen risklerin artması nedeniyle kurumların portföy yönetiminde altın ağırlığını artırma eğiliminde olduklarını ifade etti.
Bu durumun yurt içindeki portföy yönetim şirketlerinde de gözlemlendiğini belirten Erbaş, "Türkiye’de altın yatırımına ilgi duyan geleneksel bir kitle var. Altın birikimlerini uzun süre taşıyan kurumsal ve bireysel yatırımcılar bulunuyor. Yurt dışında yıl başında belirsizliklerin altına olan talebi net bir şekilde artırdığını söyledim. Bu, bir korumacı psikolojiye yöneldikleri anlamına geliyor. Kendilerini güvende hissettikleri varlıkları bu noktada bulunduruyorlar. Tahvil piyasasına ise tahmin ettiğimizden daha az bir rağbet oldu. Geçtiğimiz sekiz ay boyunca faizler düşmesine rağmen." şeklinde aktardı.

Yılın ikinci yarısında gümüşün daha çok avantaj elde edeceğini vurgulayan Erbaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Büyük merkez bankaları faiz oranlarını düşürürse ve büyüme canlanma sürecini yaşıyorsa, şu an kritik bir eşikteyiz. Uzun zaman boyunca yatay seyir izledi, bu durumu yukarı yönlü kırmaya çalışıyor. Gümüş hem güvenli liman olarak alternatif bir seçenek olabilir hem de bu büyüme ivmesini destekleyici fiyat avantajı sağlama potansiyeli taşıyan bir ürün olarak öne çıkabilir. Bu yüzden tahvil ve hisse senedi piyasalarının daha avantajlı olacağını düşünüyorum. Altın ise bir süre daha yatay seyir izleyebilir. Petrol ve ona bağlı ürünler veya yatırımlar yıl sonuna kadar bant fiyatlaması içinde kalabilir."
Piyasalarda yılın ilk döneminde yaşanması muhtemel olumsuz gelişmelerin çoğunun gerçekleştiğini belirten Erbaş, "Yıl sonuna doğru geçtiğimiz altı ayda yaşadığımızdan daha iyi bir durumda olacağız. İkinci yarıda riskli varlıklara yönelik artan bir ilgi gözlemlenebilir." dedi.

"MERKEZ'DEN 350 BAZ PUANLIK İNDİRİM BEKLİYORUM"
Tonguç Erbaş, küresel piyasalardaki mevcut riskler ve fırsatlar göz önünde bulundurulduğunda yurt içi piyasaların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 24 Temmuz'da açıklayacağı para politikası kararlarına dikkat kesildiğini hatırlattı.
Bu bağlamda, TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında beklenmedik bir durum olmadıkça 350 baz puanlık bir faiz indirimine gidileceğini düşündüğünü söyleyen Erbaş, "Merkez Bankası piyasa oyuncularını şaşırtmadan tedbirli bir yaklaşım sergilemek istiyor. Bir sonraki toplantıda da 250 baz puan daha indirim yapma ihtimali var. Yıl sonu itibarıyla faiz oranının yüzde 35 civarında olmasını öngörüyorum." şeklinde konuştu.

Erbaş, küresel ekonomide yıl sonu büyüme tahminlerinin düşmesinin Türkiye’ye olası etkilerini de değerlendirdi.
Ekonomideki soğumanın dengeleme açısından zorlayıcı bir durum teşkil ettiğini vurgulayan Erbaş, sanayi veya reel sektörün zorlu bir dönemden geçtiğini söyledi.
Erbaş, küresel ekonominin beklenildiği kadar soğuma potansiyeli taşıdığını düşünmediğini kaydederek, "Aslında yılın ikinci yarısında eğer önümüzdeki 1-2 ay içinde tarifeler ve Fed'in politikası netleşirse, küresel piyasalar için daha yüksek büyüme oranları revizyonları yapılmasını bekliyorum. Küresel soğumanın ülkemiz üzerinde çok fazla etkisinin olacağını düşünmüyorum." şeklinde sözlerini tamamladı.